20 Eylül 2017 Çarşamba

Yeni bir hayat yeni farkındalıklar

Şöyle bir hesapladım buraya geleli 34 gün olmuş.
ve bazen düşünüyorum buraya geleli bu 34 günde ne değişti diye.
şunu görüyorum kendimde burası bende bir değişim bir farkındalık ve aynı zamanda da uzun zamandır düşünmek istemediğim,belkide düşünmekten korktuğum,kabul etmek istemediğim ama gerçeklik denen şey olduğunun farkına vardığım birşeyleri uyandırdı...
Kendime karşı dürüst olacağım. Türkiye'de 17 yılımı geçirdim. Oldukça iyi bir ailem iyi bir hayatım,eğelenceli arkadaşlarım vardı.Her yaz tatile gidebiliyor ve alemin bana yol göstermesini ve hatta bazen sadece bana sunulanı yapmayı, sunulanı yaşamayı tercih ediyordum hep.
günlük gazetede köşe yazarlarını çok takip etmiyor,ülkemin politik gündemi hakkında sohbet ortamlarında duyduğumla yetiniyor, açıkçası kötü olan bir şeyler görmek istemiyor,ülkemin sorunlarını görmezden geliyor ve kendi küçük istediğim gibi olan hayatımda mutlu mesut yaşıyordum.Bir çok alışkanlığım değişti.Köşe yazarlarını okuyor,politikayı takip ediyor ve medeniyetlerin tarihlerine inanılmaz bir ilgi duyuyorum artık.
Ee iyi güzel dedim de ne oldu diye düşününce de cevabın aslında başından beri orada olduğunu görmek ve bunu anlamak gerçekten inanılmaz bir şey.
Lise yaz tatilimde 2 kere yurt dışına çıkma imkanım olmuştu. Bu iki çıkışımda da Avrupaya,insanların sosyal yaşamlarına ve hayatın ne kadar da düzenli ve modern işleyişine her iki seferde de hayran kalmıştım.Ama şuan bunu daha şimdiden söyleye bilirim ki turist olarak gitmek ve orada bizzat yaşamak arasında Ağrı dağı kadar fark varmış.
Burada kaldığım sadece 34 gün bir turist için uzun ama bir Norveçli için oldukça kısa sürede buranın bazı özelliklerini ve insanların hayat tarzını tanıma fırsatı buldum.
Kısaca lafı uzatmadan diyeyim.İnsanların alışık olduğu ve benim ne yazıkki kendi memleketim için keşke sözcüğünü kullanarak dile getirebileceğim sosyal, eğitimsel ve ekonomik farklar sayamayacağım kadar da görgü kuralı ve saygı üstünlüğü var.Ve çok üzücü ama dürüst olursam farklar kısa bir sürede kapanacak gibi de değil.
Peki oturdum düşündüm. Ayça ne bu fark yahu dedim.Neticede onlar da insan onlarda acıkıyor onlarda yoruluyor.Ve bütün bunların aslında tek ama en büyük etkeni fark ettim.
Eğitim. Eğitim denince akla hemen okullar geliyor ama hayır eğitimden katım sosyal çevreden,aileden ve nihayetinde okuldan kazanılan eğitim.
Burda bazen okullarda arkadaşlarım eldiven giyip sıralarını,koridorlarını,toplu kullanım alanlarını temizliyolar.
Bunu Türkiye'de yapsan gülerler adama!
Burada host kardeşlerm var,ara ara ödevlerine yardım ediyorum.Yardım ederken de ne işlediklerini görüyorum.Ben mi o yaşta ağır bir eğitim alıyordum yoksa onlar mı çok daha hafif bir eğitim dönemi içindeler bilemedim.
Ama kısaca o yaştaki çocuk bizim memeketteki gibi daha oyun çağındayken zorlanmıyor.Ben benim öğretmenimin biz 9 yaşındayken sürekli bize ''ekmek aslanın ağzında'' dediğini hatırlarım oysaki.
Al sana fark!
Burada mesela tüm arabalar ne kadar aceleler olursa olsun yaya geçecek diye duruyorlar.
Türkiyede ki yayaya yol ver tabelaları geldi aklıma. Burada mı insanlar tüm kuralları bilerek doğuyor yoksa sadece vicdanen etik olan şeyleri mi yapmaları gerekiyor gibi hissediyorlar?
Bir çok fark, bir çok özgürlük.
2 hafta önceydi galiba Norveçte halk oylaması yapıldı.
Bizim lisede de bir sürü partiler ile ilgili stand açıldı,münazaralar yapıldı.
Devlet okulunda okuyorum yanlış anlaşılamasın. Ama nasılsa türkiyedeki özel okullar gibi.Anlatsam herhalde sabaha kadar yazmam gerekir.Ama en basitiden diyeyim, kimya dersinde okulun bize verdiği laboratuvar önlüğü ve gözlüğü kullanıyoruz.Her dört kişiye bir deney düzeneği düşüyor.Gupç çalışmak isteyenler için her katta bulunan oldukça geniş grup odaları da işin cabası galiba.
Neyse halk oylaması diyordum. Bizim okulda da bir seçme yapıldı.Bayaa bayaa gidip oy kullanık yani.Devlet gençlerin de ne düşündüğünü öğrenmek istemiş.
Dayanamadım bir arkadaşa sordum eğer devlet ve okulun fikri farklı olursa ne olur?
Bana bi saniye baktı 'hiç bir şey' dedi.
Hiçbir şey.
bu türkiyede olsa ve okulun hele hele devlet okulunun fikri farklı çıksa...Olacakları düşünmek istemiyorum.Zaten düşünmeme gerek de yok çünkü bizim devlet öğrencinin fikrini soracakdaaa....
Bide bize bir internet sitesinden nasıl bir parti istediğimizi,bir parti seçerken önceliğimizin ne olduğnu,ne sıklıkla politika hakkında konuştuğumuzu,ülke hakkında burada petrol çıkarılsınmı yada göçmenlerle ilgili ne yapılmalı gibi sorular doldurduk. Heyt be dedim  içimden.
Gerçekten ama gerçekten bir öğrenci olarak bir bayan olarak değerli hissettim burada.
kadın iş makinası şöforleri gördüğmü söylesemburada her halde bana inanmaz türkiyedeki arkadaşlarım.
Hep gençler özgürlük derler.Onlara sorunca da işte anne baba olmadan falan hayatı yaşamak falan böyle bir sürü bağımsızlık,kendi başının çaresine bakmak falan geliyor akla.
Ama ben burada bunu gördüm.Gerçek özgürlük bunlar değil. Gerçek özgürlük fikiren ve ruhen hür hissetme.Düşündüğünü söyleye bileceğini ve kimseni fikiri yüzünden seni yargılayamayacağını,senin de herkez kadar değerli olduğunu bilme bunu en küçük hücrende bile hissetmek...
İşte gerçek özgürlük bu.

14 Eylül 2017 Perşembe

İlk ay,İlk izlenimler,İlk uzun ayrılık...

Bu gün Norveç Exchange yılımın 29. günü. Neredeyse 1 ay geçtiğini bilmek çok ilginç bir duygu.
Diğer Exchange öğrencilerinin bloglarını biraz karıştırdıktan ve  hey neden bende bir tane yazmayayım ki  dedikten sonra ,işte böylece buradayız.
Buraya geldiğimde ilk günler zaman sanki hiç geçmeyecekmiş gibi geliyordu ama o ilk haftadan sonra galiba saatler ve günler birbirileriyle yarışıyor.
İlk ay hakkında yazmak istediğim çok şey var ama ne kadarını yazabilirim ve ne kadarını şuan hatırlarım bilmiyorum.İyisimi sadece yazmaya  başlamak.
Bir yıl boyunca uğraştığınız, tutkuyla düşlediğiniz ve sanki havaalanına gidip uçağa bininceye kadar gerçektende gideceğinize inanamadığınız,kelimelerle tarifi oldukça zor,yaşamadan anlayamazsın denilen türden bir yolculuk başlangıcıydı benim için.
Küçük yaştan beri hep böyle bir programa dahil olmak, yeni yerler görmek ve yeni insanlarla,kültürle tanışmayı çok istiyordum. Ama bu tecrübe bana 17 yaşımda liseyi bitirince nasip oldu.
uçağa binmek için ailemin yanından ayrıldığımda, hayatımda gördüğüm en güçlü insan dediğim bir kere bile gözünün sulandığını görmediğim annemin gözlerinin sulandığını görmek, benden küçük kız kardeşimin bana el sallaması ve üzüldüğünü görmeyeyim diye iyice annemin arkasına doğru saklanmaya çalışması... İşte gerçekten o an 1 yıl başka bir hayat yaşayacağımı ve bu yılın asla eski hayatıma benzemeyeceğini, istesemde benzeyemeyeceğini anladığım an oldu.
Uçağa bindiğimd eve havalandığımızda inanılmaz bir duygu hissediyor insan. Üniversite sınavı yılımda olmama rağmen,bu hayalim için sınavlara girmek, hayaller kurmak ve sonunda 1 yıldır istediğiniz şeyi başardığınızı bilmek. gerçekten paha biçilemez bir duyguydu.
Uçaktan indiğimizde bizi karşılayan AFS gönüllüleri bize yiyecek de getirmişlerdi. Norveç çikolatasını orda tatmıştım ve tek kelimeyle inanılmaz bir şey daha önce yediğiniz çikolataları kaldır at oluyorsunuz.
AFS kampı 3 gün  2 gece sürdü. Dünyanın her yerinden gelen bir sürü çocukla tanışmak ve  onlarla arkadaş olmak çok güzel. hepsi harika insanlar ve bir kaç gün sonra hepimiz Norveçin dört bir yanına dağılıcaktık.kampın ikinci günü olan talent Show harika bir şeydi.dünyanın her yerinden Exchange öğrencileri kendi kültürleriyle ilgili bazı  şeyler sergilediler.Japonyadan gelen öğrencilerin kimono ile yaptıkları dansı, Endonezyalıların dansı,Fransadan  gelenlerin şarkıları... hepsiyle harika ve çok eğlenceli bir akşam geçirdik.Türkiyeden gelenler olarak bizde İzmirin Dağları marşını söyledik bir arkadaşımızda zeybek oynadı.
Ayrılma vakti gelince havaalanına gittik benim uçağım benimle aynı bölgeye giden öğrencilerden sonraydı o yüzden uçağa tek seyahat etmiştim.
Host ailemle tanıştıktan bi iki gün sonra homesick durumu ile biraz uğraştım ama çok uzun sürmüyor bir kaç güne alıştım. Şuan bryne de bir liseye gidiyorum. Lise 2. sınf okuyorum.
Ve okul zamanları çok güzel geçiyor,okula ilk geldiğim gün ders kitaplarımı aldıktan sonra şöyle bir oturup '' anamm ben şimdi milletle hemen nasıl kaynaşıcam yav'' diye düşünürken bir grup kız yanıma geldi ve oturdu.Bana benim Exchange olduğmu bildiklerini , öyle otururkende yalnız göründüğmü söylediler. Hepsi çok tatlı çok kibar kızlar. Bazıları yazın türkiyeye tatil için Alanyaya geliyormuş. Bana çok yardımcı oldular her konuda. ilk gün Norveççe dersimiz vardı,öğretmende sıf ben insanları daha iyi tanıyım daha hızlı kaynaşalım diye herkezi bir çember halinde oturttu ve kendimi tanıtmamızı istedi bide en sevdiğimiz tatlıı da sordu tabii:))
işe bak ki sınıftaki herkes en çok çikolata seviyormuş. Burda arkadaşlarım çok iyi beni yabancılamıyorlar ve her zaman bana yardımcı oluyorlar. Derste hocanın sorduğu soruları bile benim için İngilizceye çeviriyorlar.Böyle bir okula, çok tatlı ve yardımcı öğretmenlere ve Türkiyede ki arkadaşlarımın özlemini bana yaşatmayacak arkadaşlarım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum.Host ailemle aram oldukça iyi özellikle host kız kardeşlerim(3 tane ) onlara bayılıyorum. İkizler bana kolye yaptı, o kolyeyi hiç çıkarmıyorum.Evimizin çok şeker ama bir okadarda yyaramaz bir köpeği var adı da Türkçeye çevirirsek biftek:))
bulduğ her şeyi oyuncak sanıyor ve ara ara ben televizyon izlemek için otururken çorabımı çalmayı seviyor. İlk haftalar oldukça duygusaldım. Cuma günleri burda genelde pizza günü oluyor. Evde host annemle ilk kez pizza yaptığımızda ben bunu türkiyede annemle de yapardım diye gözümün sulandığı olmuştu mesela. Ama buraya gelirken kendime bir söz vermiştim asla mutsuz bile olsam çok ağlamayacağım diye. Çünkü buraya gelme ve bir yıl geçirme kararı benim kararımdı ve çok ağlamak kendi kararıma saygısızlık gibi geliyor. Kısaca özetlemem gerekirse bu ayı  farklılıklara şaşırdım,arkadaşlarımla bolca güldüm,nadiren ağladım,çokça keşfettim,değiştim,inek görsem adana kebapları düşledim,yeşillik ve doğa görmekten sinirim bozuldu,sandiviç denince bi kötü olmaya başladım artık,yağmurluğum ve botlarımla kanki olacak kadar fazla zaman geçirdim ve galiba artık buraya alıştım ve burayı cidden seviyorum.